Nice aşklara ve nice yaşanmışlıklara ev sahipliği yapan Kuz Kulesi günümüzde de İstanbul’un en önemli simgelerinden biridir. Tarihi süreçte birçok çeşitli amaçlarla kullanılan Kız Kulesi eşsiz manzarası ile çoğu kişinin hayran olduğu bir yapıdır. Kız Kulesi efsaneleri ile ünlü olmasının yanı sıra 2500 yıllık bir geçmişe de sahiptir. İstanbul denince aklınıza gelen ilk yerlerden birisi ‘’Kız Kulesi’’ oluyordur kesinlikle. Denizin ortasında kalmış bu muhteşem yapının farklı efsanevi hikayeleri de mevcut. Ancak öncesinde Kız Kulesi hakkında birkaç tarihi bilgiye yer vermekte fayda var.
Kız Kulesi Tarihi
Kız Kulesi M.Ö. 2475 yıllarına uzanan tarihi bir geçmişe sahiptir. Üsküdar’ın sembolü haline gelen kule Bizans devrinden kalan bir eserdir. Kız Kulesi günümüzdeki haline kadar birçok defa restore edilmiştir. Etrafı geniş taşlarla çevrili olan kulenin bugünkü temelleri Fatih döneminde atılmıştır. Kulenin üstünde bulunan ve madalyonu andıran levhada Sultan II. Mahmut’un 1832 tarihli bir tuğrası yer almaktadır. Bizans döneminde gümrük istasyonu olarak işlev görürken, Osmanlı döneminde savunma kalesi olarak kullanılmıştır. Günümüzde ise lüks restoran özelliği ile bilinmektedir.
Kız Kulesinin Hüzünlü Aşk Efsanesi
Rivayete göre Kız Kulesi efsaneleri arasında en hüzünlüsü Leandros ve Hero isimli iki gencin aşk hikayesidir. Hikayeye göre Leandros isimli genç Afrodit’e bağlı olan Hero isimli rahibeye aşık olur. Ancak Kız Kulesi’nde yaşayan Hero’nun aşık olması yasaklanmıştır. Leandros her gece yüzerek Hero’yu görmek için kuleye gelmekte, Hero ise Leandros’un kaleyi görmesi için her gece ateş yakmaktadır. Fırtınalı bir gecede Hero’nun yaktığı ateş sönmekte ve Leandros yolu kaybederek boğazın sularında boğularak ölür. Bu acıya dayanamayan Hero ise aşkı için intihar eder.
Kız Kulesi’nin günümüze kadar ulaşan birçok aşk hikayesine ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Hatta günümüzde de çoğu aşık evlilik teklifi ya da özel günler için Kız Kulesi’ni tercih etmektedir. Hero ve Leandros’un aşkı Kız Kulesine dair bilinen en hüzünlü aşk efsanesidir.
Kız Kulesi – Yılanlı Hikaye
Farklı efsanelere konu olan Kız Kulesi hakkında bir diğer hikaye de Kleopatra’nın sonu gibi biten yılanlı hikayedir. Yine rivayetlere göre Bizans imparatorunun bir kızı olur ve kızı olmasına sevinen kral ülkesinde bayram ilan eder. Kızının doğum gününü her yıl bayram olarak törenlerle kutlatan kral ülkesindeki bilginlerin kızını eğiterek onu taht için hazırlamasını ister. Ancak bu bilginlerden en yaşlısı olan kahin krala kızının on sekiz yaşına girmeden zehirli bir yılan tarafından sokularak öldürüleceğini söyler. Bunun üzerine kral kızını öyle bir yere yerleştirmek ister ki, kimse gelmesin ve kızını kimse öldürmesin. Denizin ortasında küçük bir adaya kule yaptıran kral kızını buraya yerleştirir. Kral her gün kızını görmek için buraya gelir gider. Kralın kızının on sekiz yaşına girmesi yaklaşır. Kral bir gün kızına sevdiği üzümlerden sepet yaptırarak gönderir. Ancak üzüm sepetinin içinde kuleye gelen yılan kızı sokarak öldürür. İmparator kızının cesedini yılanlardan korumak için mumyalatıp Ayasofya’nın duvarlarından birine yerleştirir.
Kız Kulesi hikayeleri arasında en bilinen iki efsaneden bahsettik. Şimdilerde restoran olarak kullanılan Kız Kulesi yine romantik aşk hikayelerine ev sahipliği yapıyor. İstanbul’a uğrayanların bu eşsiz manzarada sevdikleri ile romantik bir yemek keyfi yaşaması mümkün. Kız Kulesi’nin ada ortasındaki yalnızlığı ve asaleti neredeyse tüm şehre meydan okumaktadır. Bu eşsiz manzaradan İstanbul’un ve denizin keyfini doyasıya çıkarmak isteyenler ring seferleriyle ya da tekne ile kuleye ulaşım sağlayabilirler.
Saygılar.
Glsm.
24 Şubat 2019 16:30 Kenar Yazarı
Böyle bir yapı ile ilgili elimizde net bir belgenin olmaması ne kadar ilginç. Dolayısıyla efsaneler de almış başını gitmiş. Kim yapmış, niye yapmış bilmem ama iyi ki de yapmış…
25 Şubat 2019 23:03 Fakir
Tarih konusunda kayıt tutmada berbat bir geçmişimiz var.
26 Şubat 2019 08:01 Kenar Yazarı
Ben buna katılmıyorum. Osmanlı Devletinde özellikle vergi kayıtları hâlâ günümüze kadar muhafaza edilebilmiştir. Aslında Osmanlı arşivleri birçok imparatorluk devletinde olmadığı kadar zengin ve detay içeriyor.
26 Şubat 2019 09:13 Fakir
Yok katılmıyorum çoğu yabancı tarihçilerin kayıtları. Vergi kayitlari tutulmak zorunda işin ucunda devlet hazinesi var. Ancak diğer devlet içi ve devlet dışı politika ve ilerleyişde detay yok kısıtlı arşiv var.